Hazırlık


Uzun süre evden uzakta kalacak biri için hazırlanmak çok zor olabiliyor, özellikle o kişi bensem... E sonuçta iki buçuk ay boyunca hiç bilmediğim yabancı bir ülkede kalacağım, neler lazım olur neler olmaz karar vermek ve ona göre bavul hazırlamak gerekiyor ki bu bavul da en fazla 25 kilo olmalı. Evet 25 kilo, hayatımı 25 kiloya sığdırmaya çalıştım. (Bir de +7 çanta tabii ama o sayılmaz.) En son 20 kiloydu... Sonuç olarak başardım sanırım ama zor oldu. Bir insanın yaşamak için ne kadar çok ıvır zıvıra ihtiyacı olduğunu anladım. Kıyafetler, ilaçlar, kişisel bakım malzemeleri, elektronik eşyalar... Gerçekten sinir bozucu onca şeyi bir araya getirip ayıklamak, karar vermek, yerleştirmek.

Şimdi ise İstanbul Ataköy’de çay bahçesinde oturmuş keyif yapıyorum kendimce... Gideceğim zamanı bekliyorum, bir yaz tatili boyunca geride bırakacaklarımı düşünüyorum. Biraz buruk bir sevinç var. Onca zaman alışık olduğum hayatı bırakmanın burukluğu ve hayatımı kurtarabilecek olmanın sevinci. Umarım bu tatil istediğim gibi olur. Geri döndüğümde herşeyi bıraktığım gibi bulacağıma eminim...

OKB

OKB, nam-ı diğer Obsesif Kompülsif Bozukluk. Oradan buradan yazı kopyalayıp bilimsel açıklama yapmayacağım tabii ki. Ben neler çekiyorum onları yazmak istedim sadece. Garip şey insanın takıntılarının olması, tabi her takıntısı olan OKB olmuyor ama bende var eminim bundan. Bazen o kadar saçma şeyler fark ediyorum ki anlatılmaz yaşanır. Herkesin bildiği temizlik takıntısı, düzen hastalığı gibi değil, hatta gayet dağınık bulurum kendimi. Daha değişik şeyler var bende. Mesela sıralama, bazı şeyleri mutlaka istediğim sırada yapmalıyım, duş alırken önce şampuan sonra vücut sabunlama sonra saç kremi en son yüz yıkama. Bu sıralama hiç değişmez. Kendime göre o sıranın öyle olmasının mantıklı bir açıklaması var. Başka insanlara garip gelebilir ama benim için öyle olmalı o sıra. Yapacağım şeyleri önceden planlamak bir diğeri, önce şunu yaparım oradan buraya gider o işi hallederim gibi, planlı yaşamak güzel diyenler olabilir ama dışarıda gezeceğim bir günü planlamadan yaşamak yerine planlamak saçma olabiliyor.
Yapacağınız şeyleri sürekli düşünmek, her şeyin ama her şeyin sizin istediğiniz gibi olmasını sağlamak, ayakkabı bağlarınızın aynı sıkılıkta olmasını sağlamak için defalarca açıp tekrar bağlamak, perdelerinizi açık yer kalmayacak şekilde kapamak, yaptığım diğer şeylere birkaç örnek. Mükemmeliyetçilik bazen insanın işine yarayabilir ama hep sizinle beraber olması çevrenizdeki insanlar için tehdit oluşturabiliyor, diğer insanlarla beraber yapacağınız işleri de kendi istediğiniz gibi düzenlemeye çalışmak sorun yaratabiliyor. Gerçi eğlenceli olanları da çıkmıyor değil, kendimden biliyorum toplama takıntısı süper bir şey, gerçekten. Deneyin siz de seveceksiniz, değişik ufak tefek şeyleri biriktirmek, dışarıdan bulup toplamak, ara sıra hepsini tek tek incelemek. Eviniz çöp ev haline gelmedikten sonra bir sorun da yaratmıyor.
Neyse sonuç olarak OKB bazı durumlarda gayet eğlenceli ve faydalı olurken bazı durumlarda gayet rahatsız edici olabiliyor. Ufak da olsa takıntıları, mükemmeliyetçiliği, kompülsiyonları (tekrarlayan davranış) olanlara buradan selam eder gözlerinden öperim...

Selamlar

Aslında hiç blog tutabileceğime, düzenli olarak yazacağıma inanmamışımdır. Belki de bu yüzden şimdiye kadar  bu işe girişmedim, gerçi bir amaç gerekiyordu sanki. Neyse sonuç olarak bu sorunlarıma çözüm bulduğumu düşündüğüm için açtım blogu. Malum yakında 2 buçuk aylığına Rusya'ya gidiyorum, orada yaptıklarımı, gördüklerimi, yaşadıklarımı paylaşmak amacım. Sonra devamı gelir mi bilmem ama önceliğim bu şu anda... Okuyan, okuyacak olan herkese selamlar tekrardan, hoş gelmişsiniz... (Biraz fazla resmi gibi mi oldu ne?)
Return top